Oruç İbadetinin Hayatımızdaki Yeri

Oruç İbadetinin Hayatımızdaki Yeri

Cenab-ı Allah, insanlara manasız ve faydasız hiçbir teklifte bulunmamış ve emretmemiştir. O’nun emir ve yasaklarında pek çok hikmetler vardır. İslam’ın her emrinde olduğu gibi, oruç ibadetinde de ahlâki, içtimai, ruhi ve sıhhi birçok faydaları vardır.
 
Orucun farz kılınmasının asıl hikmeti ilâhi emre teslim olmak, kulluk zevkini tatmak, ruhu riya kirlerinden temizleyip, ihlâsı kuvvetlendirmek, kendini bizzat ilâhi korumaya tevdi etmek için nefisle mücadele etmektir.
 
Dünyada her kötülüğün başı Allah’ı unutmak ve sorumluluk duygusunu kaybetmektir. Oruç ise,  kişiye daima Allah’ı hatırlatır, sorumluluk bilincini geliştirir. Bir ay boyunca devam eden bu manevi eğitimin olumlu tesiri ile insan,  davranışlarını kontrol altına alarak her türlü kötülükten uzaklaştırır. Zaten orucun farz olmasındaki hikmeti Rabbimiz şöyle ifade buyurmaktadır:
 
“Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.”  
           
 
Oruç, topluma ilgi kurmayı, sosyal adaleti sağlamayı, kaynaşıp bütünleşmeyi, ruhi ve bedeni yönden sağlıklı olmayı, fakire sabırda sebat etmeyi, zengine fakirin halini düşünmeye sevk eder. Oruç, insanı namaz ibadeti gibi hayatını disipline eden çok önemli bir ibadettir. İnsana nefsine hâkim olma melekesini kazandırarak, kötü meyil ve arzulardan uzaklaştırarak, “takva” mertebesine ulaştırır.
 
Oruçlu insanlar, mümkün olduğu kadar hissi davranışlardan uzaklaşarak nefislerine hâkim olurlar, öfkelerini yenerler. Cimrilikten, müsriflikten uzaklaşarak orta yol olan cömertliği seçerler.
 
Oruç, hem beden hem de ruh temizliğini temin eden bir ibadettir. Oruç tutan kimse bir yıl aralıksız çalışan sindirim sistemini bir ay boyunca kısmende olsa dinlendirir. Aç kalmaya çalışan insan bedenen daha sağlıklı olur.
 
Vücudun sağlıklı kalmasında ve hastalıkların tedavisinde diyetin ve perhizin önemi gayet açıktır. Oruç düzenli beslenmeyi sağlaması, arada abur cubur yemeyi önlediğinden insana yeme ve içme disiplini, iştahına hâkim olmayı sağlar. Oburluğu ve netice itibariyle birçok hastalığın çıkmasına engel olur. Açlık ise bedeni rahatlatır, çevik olma yeteneği kazandırır. Zihni açar, gönlü ferahlandırır.
 
Nitekim sevgili Peygamberimiz, “ Oruç tutunuz ki sağlıklı olasınız.” buyurmuşlardır. Allah Rasülünün bu hadisi şerifleri 1940 Nobel Tıp Ödülünü kazanan şahıslarca kanıtlanmıştır. Oruç sayesinde organizmada depo edilmiş besin maddelerinin harcadığını, sonradan bunların yerine yenilerinin geldiğini, böylece vücutta bir yenilenmenin olduğunu bu gün tıp kabul ederek, orucun sağlık açısından çok faydalı olduğunu defalarca açıklanmıştır.
 
           
Oruç, nefsin terbiye edilmesinde, ruhun güzelleşmesinde, ferdi, ailevi ve toplumsal dönüşü olmayan yollara sürükleyen şehevi ve gadabi duyguların kontrol altına alınmasını sağlar. Oruç, ticari ilişkilerimizde beşeri münasebetlerimizde bizlere ışık tutar. Kendimiz için hoş gördüğümüz şeyleri, başkaları için de sevip hoş görmemize, sabırlı olmamıza yardımcı olur. Orucun bir özelliği de oruçluyu kötülüklerden koruyan bir ibadet oluşudur. Bu gerçeği Allah Rasülü şöyle dile getiriyor:
 
 
“Oruç bir kalkandır. O halde oruçlu kötü söz söylemesin. Oruçlu kendisiyle çekişip kavga etmek isteyen kişiye  ‘ben oruçluyum, ben oruçluyum, ben oruçluyum’ desin”   “Oruç kalkandır” ifadesi ile orucun, oruçluya meleklerin özelliği kazandırılacağına işaret edilmektedir. 
 
Oruç, insanı kötülüklerden uzaklaştırır.  Allah Rasülü Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)  Efendimiz: “ Bir kimse oruçlu olduğu halde yalanı, dedikoduyu, yalanla iş görmeyi bırakmazsa: Allah’ın onun yemesine içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur.” buyurmaktadır.
 
Bir müslüman Ramazan ayının kıymetini, ihlaslı bir şekilde oruç tutarak,  Cenabı-ı Allah'a çokça tövbe ederek, O’na iltica etmeli, Kur’an okumalı,  Kur’an okunan yerlere gitmeli, sadaka ve hayır konusunda çok uyanık olmalıdır. Hz. Peygamberimize bol bol Salâtü Selam getirmelidir. Beş vakit namazının yanında teravih namazının tamamını kılmalı. Ana-babasının, yakınlarının ve çevresinin hayır dualarını almalıdır.
 
 
1-Bakara-183
2-Teberani, Mu’cem’ül-Evsat C:9 S144 Hn:8308
3-Tecrid-i Sarih, 6/247 Hn:897
4- Tac C.6 S.253      
                               
Mehmet Emin YAĞMUR
Orduzu Kireç Ocağı Camii İmam-Hatibi
İlahiyatçı-İktisatçı
yagmurhoca@hotmail.com
www.kirecocagicami.com
05369696634 

Yazar Yazıları Haberleri