Murat DEMİR

Murat DEMİR

ASGARİ ÜCRET..

    İkinci makalemi ülke genelinde birçok vatandaşımızı yakından ilgilendiren asgari ücret konusunda yazmak istedim. Çünkü ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde ağırlıklı olarak işveren/işçi ilişkilerinde kullanılan ücret politikasıdır. Umarım okuyucularımıza faydalı bilgiler sunarım.

 

    Öncelikle asgari ücretin tanımını yaparak başlayım. Türk Dil Kurumu büyük sözlüğünde birinci tanım olarak “İşçilere bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür vb. gereksinimlerini günün fiyatları üzerinden en az düzeyde karşılamaya yetecek ücret”, ikinci tanım olarak ise “en az ücret” olarak tanımlanmaktadır. Bir başka tanımda ise, asgari ücret yönetmenliği 4. maddesinin d. bendinde “Asgari ücret: İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücreti” olarak ifade edilmiştir. Yukarda ki yapılan tanımlara hiçbir kimsenin itirazı yoktur sanırım. Olması gereken tüm açıklamalar mevcuttur.

 

    Asgari ücretin ortaya çıkma sürecine baktığımız da ilk olarak 1890 yılında Avustralya ve Yeni Zelanda ‘da başlayan ve daha sonra dünya geneli yayılarak devam eden ücret mekanizması 1974 yılında ülkemizde kısmi olarak uygulanmaya başlanmıştır. Daha sonra tüm işkollarına yayılarak genel anlamda ülkede tek ücret politikası olmuş ve olmaya devam etmektedir. Bu noktada ücret yasal olarak koruma altına alınmıştır. Hak gaspı veya haksızlığa uğrama durumu ortadan kalkmıştır.

    

    Ülkemizde 12.02.1972 tarih ve 14097 sayılı Resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Asgari Ücret Yönetmenliği ve 01.08.2004 tarih ve 25540 sayılı Resmi gazetede yayınlanarak bir önceki yönetmenliği yürürlükten kaldıran yeni yönetmenliğin ikinci maddesin de “Bu Yönetmelik hükümleri, iş sözleşmesi ile çalışan ve 4857 sayılı İş Kanununun kapsamında olan veya olmayan, her türlü işçinin çalıştığı bütün işkollarını kapsar” , yedinci maddesinde ise “Ücret en geç iki yılda bir olmak üzere işçilerin 16 yaşını doldurmuş olup olmadıklarına göre ayrı ayrı belirlenir. Komisyon, ücretin belirlenmesinde; ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durumu, ücretliler geçinme indekslerini, bu indeksler yoksa geçinme indekslerini, fiilen ödenmekte olan ücretlerin genel durumunu ve geçim şartlarını göz önünde bulundurur.” İbareleri mevcuttur. Bu yönetmenlik gereği Asgari ücret tespit komisyonu Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanın tespit edeceği üyelerden birinin başkanlığında, beş üye devletten, beş üye işveren kuruluşlarından, 5 üye ise işçi kuruluşlarından temsil ile kurulur. Komisyonun toplamana bilmesi için en az on üyenin hazır bulunması gerekir ve üyelerin çoğunluğu ile karar alınır. Eşitlik halinde ise komisyon başkanının taraf olduğu kısım çoğunluğu sağlamış olur.

 

   Benim burada dikkat çekmek istediğim husus ; anayasal güvence altına alınan ücret konusun da yukarda tanımlarından da belirtilen günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde yetecek ücret ibaresi, ülkemizde Asgari ücret tespit komisyonu üyesi de olan Devlet İstatistik Kurumu tarafından açıklanan 2010/Aralık dönemine ait açlık sınırı 897,00 TL. diye açıklama yapan, bir ülkede Asgari Ücret Tespit Komisyonu açlık sınırının altında kalan bir asgari ücret tutarı belirliyorlar. Şuan yapılmakta olan, beklide çoğu insan tarafından yadırganan kölelik dönemlerinde bile yapılmamıştır. Çünkü köle sahibi en azından kölesi olan kişilerin tüm ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Günümüze baktığımız da ise bu durumdan söz etmek biraz hayalperestlik olur.

 

    Asgari ücret ile ilgili hani bir fıkra var, bilirsiniz belki de; Amerika’dan, Almanya’dan, İngiltere’den ve Türkiye’den yetkililer bir araya gelmiş ve aralarında asgari ücret hakkında konuşuyorlar. İlk sözü Amerikalı almış ve biz çalışanlarımıza 3000 dolar veriyoruz, 1.500 dolarını harcıyorlar, 1.500 dolarını tasarruf ediyorlar, ikinci sözü Alman yetkili almış oda biz çalışanlarımıza 2.000 euro veriyoruz 1.200 euro harcıyorlar 800 euro tasarruf ediyorlar, üçüncü sözü İngiliz yetkili almış aynı tür açıklamalarda bulunmuş, sıra Türk yetkiliye gelmiş, biz demiş çalışanlarımıza 370 euro veriyoruz nasıl geçiniyorlar bilmiyoruz demiş. Aylık açlık sınırı 900 TL olan bir ortamda siz nasıl olurda 570 TL ye yaşamınızı ikame ettirebilirsiniz. Gerçek den bu bir zanaat işidir. Herkes yapamaz. Sadece asgari ücrete tabi çalışan bilir.

 

    Son olarak da 2011 yılında geçerli olacak, 28.12.2010 tarihinde Asgari ücret tespit komisyonu tarafında kabul edilen ve 31.12.2010 tarihinde 27802 sayılı resmi gazetede yayınlanan asgari ücret tutarını belirtelim.

 

01.01.2011-30.06.2011 Tarihleri Arasında

16 yaşindan küçükler için günlük 22,65 TL, aylık 679,50 TL

16 yaşından büyükler için günlük 26,55 TL, aylık Brüt 796,50 TL, Net 570,21 TL

01.07. 2010-31.12. 2010 Tarihleri Arasında

16 yaşindan küçükler için günlük 23,85 TL, aylık 715,50 TL

16 yaşından büyükler için günlük 27,90 TL, aylık 837,00 TL, Net 599,21 TL

 

Yine 2011 yılında geçerlik olacak ve asgari ücrete eklenecek Asgari Geçim İndirimi tutarları

 

2011 YILI ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİNE İLİŞKİN TABLO

Ücretli Çalışanın

Medeni Durumu

Aylık Uygulanacak

Asgari Geçim İndirimi

Bekar

59,74

Evli Çalışan

59,74

Evli Çalışan 1 Çocuklu

68,70

Evli Çalışan 2 Çocuklu

77,66

Evli Çalışan 3 Çocuklu

83,63

Evli Çalışan 4 Çocuklu

89,61

Evli Eşi Çalışmayan

71,69

Evli Eşi Çalışmayan 1 Çocuklu

80,65

Evli Eşi Çalışmayan 2 Çocuklu

89,61

Evli Eşi Çalışmayan 3 Çocuklu

95,58

Evli Eşi Çalışmayan 4 Çocuklu

101,55

 

 

Hakkımıza hayırlı olması dileği ile,

Hira Bismillah

 

Murat DEMİR

Mali Müşavir

  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat DEMİR Arşivi